Dergi kolektifimiz, pandemi sürecinde evinde kalamayanların seslerini duyurmak için bir çağrıda bulundu. Fabrikalarda çalışan işçilerden, müzisyenlere, pek çok dostumuz bize ulaştı. Bizler de emekçilerin öykülerini, bazı yazım hatalarını düzeltmek dışında fazla dokunmadan yayınlıyoruz. Sizler de bize öykülerinizi ulaştırmak isterseniz, sanatvehayat2015@gmail.com adresinden bizlere ulaşabilirsiniz. 

Bir baharat takımı ne işe yarar bugünlerde? Ya da 8 metrelik bir bahçe hortumu. Su içinden akmaya başlayınca 24 metre oluyormuş. Demonte, 5 parça, bir elbise dolabı veya.

Taşıdığımız kargoların üzerinde yazıyor bunlar. Bir de ekliyorlar, “evde yoksak 5. kattaki komşuya bırakın”.

Sürekli kendi aramızda konuşuyoruz. Bunlar ne kadar acil… Tek tek, bizlerden önce onlarca kişinin dokunduğu kargoları ayırıyoruz. İçeri girmeden kapıda bekleyen müşteri sesleniyor. “o benim kargom, getir onu,  fazla yaklaşma ama”, bir diğeri bağırıyor “hırsız bunlar, getirmedikleri kargoları çalıyorlar”… Gerçekten yutkunamıyorum.

KHK ile görevimden ihraç edildikten 1 yıl sonra kargoda çalışmaya başladım. Bu yutkunamama hissini çok iyi bilirim. Siz bilir misiniz? O zamanda bizlere yaķlaşmamıştı kimseler. Çalan her telefona, her kapı ziline belki arkadaşlardır diyerek koşuyordum. Hiç aramadılar, hiç gelmediler. Aradıklarım da telefonlarını açmadılar. KHK bulaşıcıdır diye. Şimdi yine herkes uzak duruyor.

Virüsten nasıl korunmamız gerektiğini anlatanlar var bir de. Ellerimiz temiz miymiş… Yüzlerimize dokunmamalıymışız. Telefonlar hiç durmadan çalıyor.  Rica edenler, hakaret edenler, kurye maske takmadan gelmesin diyenler.

Tüketim arttıkça vicdan ve akıl ortadan kalkıyor. Neyin, ne kadar ucuza alınabildiği bizlerin sağlığından çok daha önemli bir hale geldi.

Bu ruhsuz, kokuşmuş, bencil düzen ve bu düzenin mutlak koruyucuları her yeri talan ediyor. Şimdilik tabi.

Bir gün mutlaka… Bir gün mutlaka nasıl hayal ediyorsanız ve ne için direniyorsanız…

F.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz